Loading
Yönetim Yaklaşım modelleri1

Verimlilik için Yaklaşım Modelleri ve Yalın Düşünce

Verimlilik için Yaklaşım Modelleri ve Yalın Düşünce

Müşteri ne ister?

Günümüzde hizmet ya da ürün üreten kuruluşların rekabet avantajı sağlaması için çözüm aradığı temel sorulardan biri. Cevabı verirken bir yalın gönüllüsü olarak en sade şekliyle ifade etmek isterim; Müşteri yüksek kalitede ürün ya da hizmeti, uygun fiyata ve zamanında teslim alacak şekilde ister. Bu mantıkla müşteri beklentilerini karşılama becerinizi kuruluş olarak Kalite-Maliyet-Sevkiyat sac ayağında tanımlamak mümkün olabilir. Bu noktada ikinci bir soru cevap bulmayı bekliyor; Peki siz bunları karşılarken özkaynaklarınızdan ne kadar kullanıyorsunuz?

Diğer bir deyişle attığınız taş ne kadar kurbağa ürkütmeye yetiyor?Kuruluşlara bu soru yöneltildiğinde ykarıda bahsi geçen sac ayağında istenen dengeyi sağlayamayanların genel cevpları şuna benzer olumakta;

  • Satış hacmi yetersiz, kârlılığımız bu nedenle düşük
  • Zor günler geçiriyoruz kriz nedeni ile piyasa kötü.
  • Piyasada çok düşük fiyattan teklif veriyorlar

Ancak madalyonun diğer  tarafı farklı. Aslında; Satış hacmindeki artış karlılığı artırmıyor. Bazı ürünler kârlı ama diğerleri zarara neden oluyor. Kuruluşların süreçleri incelendiğinde çok sayıda israf kaynağı var.  Dolayısı ile kuruluşta kimse nerede kar, nerede zarar edildiğini kestiremiyor. Bu nedenle işe şu gerçeği kabullenerek başlamakta fayda var; FİYATI PİYASA BELİRLER, KARLILIĞI ARTTIRMAK İÇİN MALİYETLERİ DÜŞÜRÜN. Yani  müşteri beklentilerini karşılamak için çıktığınız yolda kullandığınız özkaynakları optimize edin. Böylece Verimli çalışmaya başlayabilirsiniz.

Verimliliğin ne olduğundan bahsetmeden önce, ne olmadıından bahsedelim:

 

Verimlilik En basit anlatımı ile çıktıların girdilere oranlanması sonucu elde ettiğiniz performans ölçütüdür.

 

Verimliliği optimize etmek için Toyotanın öncülüğünü ettiği ve günümüzde bir çok kuruluşun etkin olarak kullandığı Yalın Üretim Yönetmelerinden bahsetmek mümkün. Temelinde işletmelerseki israf kaynaklarını tespit etmek ve onlardan kurtulmak için kalıcı önlemlerle sürdürülebilir kaliteyi barındırır. Bu yazımızda, yalın üretim teknikleri çok derin bir konu olduğundan onlardan bahsetmeyeceğim. Ancak burada yalın düşünceden bahsetmek gerektiği kanısındayım. Adı ister yalın üretim, ister Yalın lojistik, ister Yalın Yönetim olsun hepsine giden yol yalın düşünce şeklini özümsemekten geçer. Yalın düşüncenin tek temel konusu ise, katma değersiz olanı yok etmek üzerine kurulmuştur. Yalın üretim tekniklerinin kendi kuruluşlarınızda hayat bulmasının ise teorik uygulamaları kendi kurum kültürünüze adapte ederek özgünleştirmekten geçtiği gerçeğini atlamayınız.

 

Kuruluşlar kalite-maliyet-sevkiyat üçgeninde verimliliklerini optimize etmeye çalışırken; hem günlük gereklilikleri yerine getirmek, aksaklıklara karşı çözüm üretmek, hem de içinde bulundukları Pazar şartlarını iyi koklayıp erken pozisyon almak durumundalar. Yani jonglör modeli. Bu nokta üç farklı yaklaşım tarzından bahsetmek isterim.

 

 

Reaktif yaklaşım adından da anlaşılacağı üzere, bir olay karşısında reaksiyon vermeye dayalı bir yaklaşımdır. Kuruluşlarda bu model oldukça geleneksel ve yalın için ancak bir girdi sağlayacak bir yaklaşım olarak adlandırılabilir. Örneğin, son kullanıcınızda ürününüzde bir arıza oluştu, müşteriniz şikayet etti ve siz problem oluştuktan sonra reaksiyon vererek müşteri memnuniyetini sağlayacak faaliyeler aldınız. Bu sürecin başarı ile yapılması her ne kadar müşteri memnuniyeti ile sonuçlanmış olsa da, problemin oluştuğu ve müşterinin bir kere memnuniyetsizlik yaşadığı gereğini değiştirmemektedir.

 

Proaktif yaklaşım, zamanında reaksiyon vererek yönettiğimiz şikayetlerden edindiğimiz deneyim ile önce mevcut durum üzerine kafa yormayı akabinde de riskleri hesaplayarak potansiyel problemleri henüz oluşmadan ortadan kaldırmayı amaçlayan bir yaklaşım modelidir. Günümüzde oldukça  yaygın olarak hızla benimsenmeye başlamıştır.

 

Ancak fark yaratmak isteyen kuruluşlar için sadece proaktif olmak yeterli olmamaktadır. Artık mevcut deneyimlerden edinilen verilere dayanarak öngörü ve tahmin yöntemlerini profesyonel  olarak kullanarak geleceğe yönelik istattistiklere dayalı faaliyetler tanımlamak gerekmekte.  Tüm bunları yaparken sektördeki değişimler, pazar eğilimleri ve teknolojik gelişmelerin dikkate alınması çok önem taşımkatadır.

 

Özetlemek gerekirse;

 

paylaş

Yorum Yapın